İlkbahar şarkıları

Programın açılışını Marie Laforêt'nin 1968 tarihli Au printemps - İlkbaharda adlı şarkısıyla yaptık. Daha yakın tarihli bir parça olan 2002 tarihli La fille d’Avril'de (Nisan Kızı) ise Laurent Voulzy kadınları, yılın farklı aylarına göre değerlendiriyor ve aşk konusunda en zorlu kızların Nisan kızları olduğunu söylüyordu. Parçanın sözleri Alain Souchon, müziği ise Laurent Voulzy’ye aitti. 2002 Nisanında piyasaya çıkan "Avril" isimli albümde yer alan şarkı, Fransız müzik listesi Top 50’ta on üç hafta süresince boy göstermeyi başarmıştı. 

Québec müziğinin sembol isimlerinden biri olan ve kariyeri boyunca bu bölgenin bağımsızlığı için mücadele eden Félix Leclerc'in repertuarında  öncelikle politik içerikli şarkılar göz çarpsa da usta sanatçı aynı zamanda bir doğa aşığıydı. Bundan tam yetmiş yıl önce, 1951’de yayınlanan L’hymne au printemps – İlkbahara ağıt adlı parçasında da bu temayı işliyor ve kış geldiğinde adeta inzivaya çekilen doğanın, ilkbaharla birlikte nasıl canlandığını anlatıyordu: “Diriliyor tomurcuklar, altından bir manto giydi kelebekler, nehir kıyısında sıralandı periler ve özgürlük şarkıları söylüyor kurbağalar” sözleriyle. 

Yine Kanadalı bir şarkıcı olan 1953 Montreal doğumlu Paul Piché, kariyerine yetmişli yılların ikinci yarısında başlamıştı. Geleneksel bir melodiden esinlendiği Heureux d'un printemps adlı şarkısının da yer aldığı 1977 tarihli ilk albümü "A qui appartient l’beau temps", kısa sürede "Platin Plak" statüsüne erişti. 1980’de yayınladığı ikinci albümü "L’escalier" ile de benzer bir başarıya imza atan Piché, kariyeri boyunca tıpkı Félix Leclerc gibi Québec’in bağımsızlık mücadelesine destek verdi. 1995’te birçok bağımsızlık yanlısı sanatçıyla birlikte bu konudaki ikinci referandumdan önce gerçekleşen konsere katılan sanatçı, sonucun yarattığı hayal kırıklığıyla, müzik yaşamına daha çok çevre temalı şarkılarla devam etti. 

Asıl adı Alexis Djoshkounian olan 1974 doğumlu Alexis HK, ilk şarkılarını on dört yaşındayken yazmaya başlamıştı. 2004’te hayranlarının karşısına “L’homme du moment” isimli çalışmasıyla çıkan sanatçının ilk dönem eserlerinde, yoğun bir kara mizah duygusu hissediliyordu. Bununla birlikte kendini tekrarlayan melodiler, akıllara Georges Brassens şarkılarını getiriyordu.  2009 tarihli "Les affranchis" adlı albümünde C’est le printemps – Bahar geldi isminde bir şarkıyı seslendiren Alexis HK, şarkıda ayrıldığı sevgilisine: "Farkında mısın bilmiyorum ama buraya bahar geldi, lütfen sıkıntımı sana bildirmeme izin ver, çünkü arkanda anahtarlarını kaybetmiş küçük bir çocuk bıraktın" diyordu. 

Doğanın canlanması, umutların da yeşermesi anlamına geliyor birçok kişi için. İşte Charles Aznavour da, 1964 tarihli Au printemps tu reviendras – İlkbaharda geri geleceksin adlı şarkısında, sevdiği kadına sesleniyor ve: “Güneş kasabamızı terk edip gitti ve geri geldi kar çatılarımızın üzerine, sense gittin uçarı bir serserinin peşinden, sevgilim geri geleceksin ilkbaharda” diyor ve baharın, güzelliklerle geri döneceğine olan inancını ifade ediyor. 

İlkbahar temalı şarkıların en popülerlerinden biri de Michel Fugain'in Le Big Bazar ile birlikte seslendirdiği 1976 tarihli Le printemps. 1969'da piyasaya çıkan Au printemps de quoi rêvais tu? – İlkbaharda neyin hayalini kuruyordun? adlı şarkıda ise Jean Ferrat; bir yıl önce gerçekleşen Mayıs 1968 olaylarına atıfta bulunuyor ve o günlerde özellikle gençlerin duyduğu heyecanı, caddeleri saran neşeyi ve aynı zamanda şiddeti dile getiriyordu. Protesto ve grevlerin çok erken bittiğini belirten sanatçı buna karşın bu hareketin açtığı yolda yeni bir dalganın geleceğine olan inancını da ifade ediyordu.

1989 doğumlu Québec’li şarkıcı Béatrice Martin ya da sahne adıyla Cœur de pirate, kendi adını taşıyan ilk albümünü 2008 yılında yayınlamıştı. Kanada’da 57 bin gibi mütevazı bir satış rakamına ulaşmasına karşın Fransa’da 500 binin üzerinde satarak "Elmas Plak" statüsünü kazanan bu çalışması, müzik listelerinde ikinci sıraya kadar yükselmişti. Özellikle Comme des enfants adlı parçayla dikkat çeken albümde Printemps – İlkbahar isimli bir parça da yer alıyordu. Neşeli melodisine rağmen asla gerçekleşmeyen bir birlikteliği konu alan parçada Béatrice, platonik bir aşk beslediği bir adama “Sana neler verebileceğimden habersizdin bakışımın gözlüklerine kitlendiği o gün ve bilmiyorsun seni ne kadar istediğimi, tüm bunlar sadece bu şarkıda kalacak ne yazık ki” diyordu.

i

Yetmişli yıllarda, Just Jaeckin’in ünlü erotik filmi Emmanuelle için yazdığı aynı adlı parçayla şöhreti yakalayan Pierre Bachelet, o dönem aynı tarzda birkaç şarkı daha yazdıktan sonra rotayı seksenlerden itibaren popüler müziğe çevirmişti. Kendi adını taşıyan 1976 tarihli albümünde, V’la le printemps – İşte ilkbahar adlı bir şarkı seslendirmişti Bachelet. Parçada: "İşte bahar geldi, Sevdaların mevsimi bu, güzel günlerin başlangıcı. Sona erdi artık, Kimsenin yürümeye cesaret edemediği karlı sokakların sessizliği., kötü oldu tüm gün, rüzgârın sesini dinlemeyi sevenler için" diyor ve bir nevi kışı tercih ettiğini belirtiyordu sanatçı.

Fransız popüler müziğinde ilkbahar şarkısı denince akla ilk gelen parçalardan biri de Dès que le printemps revient – İlkbahar geri geldiğinde. Bu şarkıyla, Hugues Aufray 1964’te Fransa’yı Eurovision Şarkı Yarışmasında temsil etmiş ve dördüncülüğü elde etmişti. Sözleri Jacques Plante müziği ise Hugues Aufray imzasını taşıyan parçada bahar mevsiminin gelmesiyle yeni aşkların da filizlenmesinden bahsediyor Aufray ve bu mevsimde yaşanıp biten bir aşkın acı ve tatlı hatıralarını yeniden canlandırıyor.

Charles Aznavour, 1948 yılında Edith Piaf’ın tavsiyesiyle, o dönemdeki ortağı Pierre Roche ile birlikte Kanada’ya gitmiş ve kariyerine bir süre orada devam etmişti. Kanada’nın bitmek bilmeyen kışları nedeniyle Paris’i özleyen sanatçının aklına bu şehri bahar aylarında tasvir eden bir şarkı yazmak geldi. Besteyi de Pierre Roche yaptı ve böylece ortaya J’aime Paris au mois de Mai – Paris’i Mayıs ayında seviyorum ortaya çıktı. Aznavour, 1950’de Paris’e döndüğünde şarkıyı kaydetti.  O dönem pek ses getirmese de 1955’ten itibaren geniş kitlelerin ilgisini çeken parça kısa sürede Aznavour klasikleri arasına girdi. Şarkıyı Isabelle Aubret’den Jacqueline François'ya kadar pek çok sanatçı da yorumladı.

2020 yılı, hepimizin bildiği gibi pandeminin gölgesinde geçti ne yazık ki. M adıyla tanıdığımız Matthieu Chedid de geçen yıl piyasaya çıkan Croîs au printemps - İlkbahara inan adlı şarkısında bu konuya değiniyor ve şöyle diyordu: “Hatırlıyor musun eve kapandığımız o günleri, ne kadar üzgündüm o zamanlar, bilmiyordum güzel günler yeniden gelecek mi ama sen tüm soruların cevabı içimizde saklı demiştin bana. Aşka inan ilkbahara inandığın gibi, hayata inan çocuklara inandığın gibi, kalbine inan yitip gidenlere inandığın gibi...”.